Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Avrupa'da kızamık vakalarının 2024 yılında önemli bir artış göstermesi konusunda kamuoyunu uyardı. 27 yıl aradan sonra yaşanan bu yükseliş, sağlık otoritelerini ve toplum sağlığı uzmanlarını alarm durumuna geçirdi. 2024'teki kızamık vakalarının 1997'den bu yana kaydedilen en yüksek seviyeye ulaşması, halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturuyor. DSÖ, özellikle aşıya erişim ve aşılama oranlarındaki düşüşe dikkat çekerek, bu durumun nedenlerini ve çözüm önerilerini ele aldı.
Kızamık, son derece bulaşıcı bir viral hastalıktır. Genellikle çocukluk çağı hastalığı olarak kabul edilse de, her yaş grubunu etkileyebilir. Kızamık virüsü, hava yoluyla veya doğrudan temas ile kolaylıkla yayılabilir. Hastalık, yüksek ateş, öksürük, burun akıntısı, gözlerde sulanma ve vücutta kaşıntılı kızarıklıklarla kendini gösterir. Kızamık, zatürree, ensefalit (beyin iltihabı) ve diğer ciddi komplikasyonlara yol açabilir. Tarihsel olarak, kızamık aşısı, hastalığın yayılmasını büyük ölçüde azaltarak milyonlarca hayat kurtarmıştır. Ancak son yıllarda aşılama oranlarındaki düşüş, bu hastalığın yeniden yayılmasına neden olmuştur.
DSÖ, Avrupa'daki kızamık vakalarındaki artışın birkaç temel sebebini vurguladı. Öncelikle, bazı bölgelerde aşılamaya karşı artan bir direniş söz konusu. Aşı karşıtlığı, sosyal medyada yayılan yanlış bilgiler ve aşıların güvenliği hakkında kafa karıştırıcı bilgiler ile güçlendi. Bunun yanında, COVID-19 pandemisi sırasında sağlık sistemlerindeki aksaklıklar nedeniyle aşı kampanyalarında ciddi kesintiler yaşandı. Pek çok aile, aşı randevularını iptal etmek zorunda kaldı veya sağlık hizmetlerine ulaşım konusunda zorluklar yaşadı. Aşılama oranlarındaki bu düşüş, kızamık gibi aşıyla önlenebilir hastalıkların yeniden ortaya çıkmasına zemin hazırladı.
Buna ek olarak, bazı ülkelerde sağlık politikalarındaki eksiklikler ve sosyal eşitsizlikler de aşılamayı olumsuz etkileyen unsurlar arasında yer alıyor. Aşıya erişim sorunları, özellikle düşük gelirli bölgelerde ve kırsal alanlarda daha belirgin hale geliyor. Bunun sonucunda, kızamık başta olmak üzere birçok bulaşıcı hastalığın yayılması tehlikesi artıyor.
DSÖ, bu sorunların üstesinden gelmek için ülkelerin aşı kampanyalarını hızlandırması ve toplumu doğru bilgilendirme çalışmalarına ağırlık vermesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve toplum sağlığının ön planda tutulması, kızamık gibi hastalıkların kontrol altına alınmasında kritik bir rol oynayacaktır.
Sonuç olarak, 2024'te Avrupa'da yaşanan kızamık vakalarındaki artış, sadece sağlık otoritelerini değil, aynı zamanda tüm toplumu yakından ilgilendiren bir konudur. Aşı konusunda farkındalık yaratarak ve toplum sağlığını önceliklendirerek, bu sorunun üstesinden gelinmesi mümkündür. DSÖ, her bireyi aşı olmaya ve bu konuda toplumu bilgilendirme sorumluluğunu üstlenmeye çağırıyor. Aksi takdirde, geçmişte kazanılan kazançların kaybedilmesi durumuyla karşılaşabiliriz.