Son günlerde büyükşehirde çalışan memurlar arasında bir tayin isteme eğilimi gözlemleniyor. Türkiye'nin büyük şehirlerinde yaşanan yaşam maliyetleri, kamu çalışanlarını zor durumda bırakmaya devam ediyor. Özellikle büyükşehirlerde yüksek kira, gıda ve diğer yaşam giderleri, memurların maaşlarının büyük bir bölümünü etkiliyor. Araştırmalara göre, büyükşehirdeki memurların maaşlarının yaklaşık yüzde 74’ü kira ve gıda harcamalarına gidiyor. Bu durum, memurların yaşam kalitesini düşürürken, iş tatminsizliğini de beraberinde getiriyor.
Büyük şehirler, sundukları ekonomik fırsatlar ve kültürel zenginliklerle dikkat çekerken, aynı zamanda yaşam maliyetlerinin de oldukça yüksek olduğu yerlerdir. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde kiraların astronomik rakamlara ulaşması, memurların maaşlarını ciddi şekilde etkilemektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, büyükşehirlerdeki kiralık dairelerin fiyatları son yıllarda sürekli bir artış göstermiştir. Bunun yanı sıra, gıda fiyatlarındaki artış da memurların bütçesini zorlamakta. Yüksek kira ve gıda masrafları, memurların ekonomik sıkıntı yaşamalarına neden olurken, bu durum çoğu memurun tayin düşüncelerini de beslemektedir.
Büyük şehirde çalışan memurlar, maddi sıkıntılarının yanı sıra, işyeri koşulları ve yüksek yaşam standartları nedeniyle de tayin isteme yoluna gitmeyi düşünüyorlar. Birçok memur, daha uygun yaşam koşullarına sahip ikinci bir işyerinde çalışarak, hem ekonomik hem de sosyal anlamda rahatlama arayışı içerisine girmiş durumda. Başka bir şehirdeki memur maaşları, İstanbul gibi büyük şehirlerdeki yüksek yaşam maliyetleri karşısında daha cazip hale gelebiliyor. Özellikle taşra şehirlerindeki memurlara kıyasla büyükşehir memurlarının yaşam standartlarının ne kadar zorlayıcı olduğu, memurlar arasında bu tayin taleplerinin artmasına neden olmaktadır.
Sonuç olarak, büyükşehirde çalışan memurların yöneldiği tayin talepleri, yalnızca ekonomik sebeplerle değil, aynı zamanda yaşam standartlarını iyileştirme arzusuyla da ilgili. Yeni çalışma koşulları arayışındaki memurlar, rahat bir yaşam sürmeyi hedefliyorlar. Ancak bu durum, şehirlerin memur ihtiyaçları ve kamu hizmetlerinin sürdürülebilirliği açısından önemli bir sorun teşkil ediyor. Olağanüstü taleplerin altında yatan sebeplerin ciddiyetle değerlendirilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, büyükşehirlerdeki memurların yaşadığı bu ekonomik sıkıntılar, kamu hizmetlerinin aksamadan sürdürülmesinde zorluk yaratabilir.
Son yıllarda kamu çalışanlarına yapılan zamlar, yaşam maliyetlerindeki artışı karşılamakta yetersiz kalırken, memurların talepleri de pek dikkate alınmıyor. Bu durum, memurların motivasyonunu olumsuz etkileyerek, iş verimliliğini düşürmektedir. Gerekli düzenlemeler yapılmadığı takdirde, büyükşehirlerdeki kamu çalışanlarının gelecekte yaşanacak olan diğer olumsuz şartlarla başa çıkması zor olacak gibi görünüyor. Bu mesele, tüm toplumun ilgisini çekmesi gereken önemli bir konu olmaya devam ediyor.