Dünya genelinde yüzlerce yıl yaşayan insanlar, onların günlük yaşamlarında uyguladıkları alışkanlıklar ve hayata bakış açılarıyla merak konusu olmaktadır. Ancak, bu kişiler arasında dikkat çeken bir isim var: 102 yaşındaki Dr. Maria Anatova. Uzun yaşamının arkasındaki sırları ve sağlıklı bir yaşam için neler önerdiğini paylaşıyor. Dr. Anatova, sadece kendi yaşamının değil, hastalarının da sağlıklı bir yaşam sürmelerine yardımcı olmanın ipuçlarını sunuyor.
Dr. Anatova, sağlıklı bir yaşamın temelini dengeli bir beslenme ile attığını vurguluyor. Kendi hayatında, taze sebze ve meyvelerin yanı sıra, tam tahıllı gıdalar, yağsız proteinler ve bol su tüketmeye özen gösteriyor. "Beslenmemde her zaman yerel ve mevsimlik ürünleri tercih ettim," diyor. Bunun yanı sıra, işlenmiş gıdalardan olabildiğince uzak durmayı öneriyor. "Doğanın bize sundukları en sağlıklısıdır. Yüzde yüz doğal gıdalarla beslenmek, bedeninize yaptığınız en iyi yatırım," şeklinde ekliyor.
Dr. Anatova'nın bir diğer önemli beslenme alışkanlığı ise porsiyon kontrolü. "Büyük tabaklar yerine, küçük tabaklar kullanarak daha az ama daha sık yemek yemeyi tercih ettim," diyor. Bu yaklaşım, hem kilo kontrolüne yardımcı oluyor hem de sindirim sistemine daha fazla yük bindirmiyor. Yemeklerinde bol miktarda yeşil sebze, özellikle ıspanak ve brokoli gibi sebzelere yer veriyor. "Sebzeler, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin, mineral ve lif kaynağıdır," diyerek bu konuda da vurgusunu yapıyor.
Uzun yaşamın sırrında sadece beslenmenin değil, fiziksel aktivitenin de önemli bir rolü olduğunu belirten Dr. Anatova, her gün düzenli olarak yürüyüş yapmayı ihmal etmediğini ifade ediyor. "Yürüyüş, hem bedeni hareket ettirir hem de zihni sakinleştirir," diyor. Bunun yanı sıra, yoga ve meditasyon gibi zihin sağlığını destekleyen aktiviteleri de günlük rutinine dahil ettiğini belirtiyor.
Fiziksel aktivitenin yanı sıra, sosyal bağların da uzun yaşam üzerindeki etkisine dikkat çekiyor. "Ailemle ve arkadaşlarımla düzenli olarak zaman geçirmek, ruhsal sağlığım için büyük bir dopinge dönüşüyor," diyor. Sosyal etkileşimin, özellikle yaşlandıkça zihinsel sağlığı desteklediğini ve stresle başa çıkmayı kolaylaştırdığını vurguluyor.
Bunun yanı sıra, Dr. Anatova'nın bir diğer sırrı ise sürekli öğrenme isteği. "Hayatım boyunca yeni şeyler öğrenmeyi asla bırakmadım. Kitaplar okumak, yeni diller öğrenmek veya yeni hobiler edinmek, beni tatmin eden ve hayatta tutan faktörlerdir," diye ekliyor. Hobi edinmenin ve yeni beceriler kazanmanın da zihinsel sağlığı desteklediği bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçektir.
Dr. Anatova'nın yaşamın getirdiği zorluklara karşı gösterdiği olumlu tutum da dikkat çekiyor. "Hayat her zaman pürüzsüz değil, ama her durumda olumlu kalmak benim için önemli," diyor. Stresli durumlarla karşılaştığında, bunları birer fırsat olarak görüp, çözüm odaklı bir yaklaşım sergileyerek geçmişteki deneyimlerinden öğrenmeyi tercih ediyor.
Sonuç olarak, 102 yaşındaki Dr. Maria Anatova'nın yaşamı, sağlıklı bir yaşam sürmenin sadece fiziksel olarak değil, zihinsel ve sosyal olarak da mümkün olduğunu gözler önüne seriyor. Onun sunduğu sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite ve sürekli öğrenme gibi öğretiler, yaşanabilir bir hayata dair önemli dersler içeriyor.
Dr. Anatova’nın hayatı belki de birçok insana ilham vermektedir. Uzun yaşamın sırlarını keşfetmek için bir adım atmak ve bu sırları kendi hayatımıza entegre etmek, sağlıklı bir yaşam için önemli bir başlangıç olabilir. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı bir yaşam sürmek, sadece uzun yıllar yaşamak değil; bu yılları kaliteli, mutlu ve anlam dolu bir şekilde geçirebilmektir.