Türkiye’de son yıllarda yaşanan FETÖ (Fetullahçı Terör Örgütü) ile ilgili gelişmeler, toplumda büyük bir kaygıya sebep oldu. Bu korku, bazı kötü niyetli kişilerin, FETÖ’nün adı kullanarak dolandırıcılık yapmasına zemin hazırladı. Dolandırıcılar, FETÖ ile ilişkili olduğu iddia edilen bireylerden ve ailelerinden, “cemaat” adı altında paralar talep ediyor. Bu durum, birçok kişinin hem maddi hem de manevi açıdan zarar görmesine neden oluyor. Ülke genelinde yapılan araştırmalar, FETÖ yalanıyla yapılan dolandırıcılıkların boyutunu gözler önüne seriyor.
FETÖ’nün tehdidi altında yaşayanlar, genellikle toplumun daha hassas kesimlerinden oluşuyor. Özellikle güvenlik güçleri, öğretmenler, sağlık çalışanları ve devlet memurları, bu dolandırıcılık yönteminin en sık hedefi haline geliyor. Dolandırıcılık şebekeleri, bu gruplara karşı izole edici bir korku psikolojisi kurarak, FETÖ ile ilişkilendirmenin endişesi üzerinden çıkar elde etmeye çalışıyor. Lise öğrencisi bir gençten, emekli bir akademisyene kadar geniş bir yelpazede mağdurlar ortaya çıkuyor.
Birçok kişi, FETÖ ile ilişkilendirilmemek ve toplumda dışlanmamak adına dolandırıcılara yüksek meblağlar ödemek zorunda kalıyor. “Onları kurtarmak için paraya ihtiyacımız var” sloganıyla hareket eden dolandırıcılar, mağdurun kaygılarını, çaresizliklerini ve korkularını kullanarak onlara psikolojik baskı uyguluyor. İnanılmaz bir foresight ile, dolandırıcılık şebekeleri, hedef kitlelerini seçerken, sosyal çevrelerini, ailelerinin durumlarını ve olası FETÖ ilişkilerinin duyulma olasılıklarını değerlendiriyorlar.
FETÖ dolandırıcıları, kurbanlarını ikna etmek için çeşitli yöntemler kullanıyorlar. Telefon, sosyal medya ve yüz yüze görüşmeler gibi bir dizi araç vasıtasıyla, mağdurları hedef alıyorlar. Özellikle sosyal medya platformlarında insanları kolayca manipüle edebiliyorlar. Örnek olarak, WhatsApp gibi mesajlaşma uygulamaları üzerinden kendilerini kamufle edip, güvenilir kişiler gibi davranarak kurbanların güvenini kazanıyorlar. Ülkede birçok bireyin tanıdıkları ya da bildikleri dolandırıcılardan şikâyetçi olurken, bazıları bu durumu sosyal medya hesaplarında paylaşıyor.
Ayrıca dolandırıcılar, kurbanlarını korku ile daha fazla para ödemeye ikna etmek için FETÖ’nün “ağır cezalar” uygulayacağı söylemleriyle tehdit edebiliyor. Milyonlarca lira zarar gören insanlar, birer birer bu çetelerin hedefi durumuna geliyor. Dolandırıcılar, eğer insanlar parayı vermezlerse aile bireylerine zarar verecekleri tehdidinde bulunabiliyorlar. Bu tür duygusal baskılar altında, birçok insan, akrabalarında ya da kendinde araçları ve mülkleri satarak bu dolandırıcılara ödeme yapıyor.
Kısa sürede hızla büyüyen bu dolandırıcılık olayları, toplumda güvensizliğe sebep olurken, mağdurların psikolojik durumunu da olumsuz etkiliyor. FETÖ üzerinden yürütülen bu dolandırıcılıklar, bireyleri sosyo-ekonomik açıdan tahrip edici bir duruma getiriyor. Mağdurların itirafları, ne kadar zor bir durumda kaldıklarını açıkça gösteriyor. Giderek artan bu dolandırıcılık olaylarına karşı, resmi makamlardan edinilen duyumlarla önlemlerin alınması şart görünüyor.
Bu bağlamda, dolandırıcılara karşı bireylerin bilinçlenmesi ve dikkatli davranmaları büyük önem taşıyor. Toplum olarak, FETÖ dolandırıcılığına karşı farkındalık yaratmak ve insanları bilinçlendirmek, bu durumların önüne geçmek adına atılacak en önemli adımlardan biri olacak. Sosyal medya, basın ve benzeri kitle iletişim araçlarının, bu konuda insanları bilgilendirmesi, dolandırıcılık vakalarının engellenmesi açısından fazlasıyla etkili olabilir.
Sonuç olarak, FETÖ korkusu üzerinden dolandırıcılık yapan çetelerin, toplum içindeki huzuru bozduğu bir gerçektir. Resmi makamlardan ve uzmanlardan gelen uyarılar, bu durumu daha da dikkatli ve bilinçli bir şekilde takip etmeyi zorunlu kılıyor. Dolayısıyla, topluma zarar veren bu tür dolandırıcılıkların önüne geçmek ve insanları bu konuda bilinçlendirmek, hepimizin ortak sorumluluğudur.