İstanbul, 30 Ekim 2023'te Silivri açıklarında meydana gelen 4.1 büyüklüğündeki depremle tekrar alarma geçti. Şehrin tarihi boyunca birçok kez depremle sarsılan İstanbul, bu kez de Silivri bölgesindeki sarsıntıyla anıldığında, seismik aktivitenin arttığına dair endişeleri yeniden gündeme getirdi. Deprem sonrası alanında tanınan jeolog ve deprem uzmanı Naci Görür'ün yaptığı açıklamalar, bu olayın boyutunu ve olası tehlikeleri daha da net bir şekilde ortaya koyuyor. Görür, İstanbul'un Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerindeki konumunu hatırlatarak, bilhassa bölgedeki deprem riski konusunda dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.
Silivri'deki depremin ardından, İstanbul'da yaşayan vatandaşlar büyük bir telaş içinde sokaklara döküldü. Depremin ardından oluşan panik, zedelenen binalar ve yaşanan korku, sosyal medyada anında yankı buldu. Bununla birlikte, Kandilli Rasathanesi’nden yapılan açıklamaya göre sarsıntı, yerin 10 kilometre derinliğinde meydana geldi. Her ne kadar can kaybı ve maddi hasar oluşmadığı bildirilse de, Silivri'nin geçmişte de yaşadığı büyük depremler dönemi, bilhassa uzmanların konuya ilişkin açıklamaları dikkat çekici hale getiriyor. Beylikdüzü, Çatalca ve çevresindeki bölgelerde de hissedilen sarsıntının ardından, yerel yönetim ve yetkililer, güvenlik ve yapı denetimleri konusunda hızlı aksiyon alacağının sinyallerini verdi.
Naci Görür, Silivri’nin sarsıntısının ardından sosyal medya hesaplarından yaptığı açıklamalarla halkı bilinçlendirdi. Uzman, İstanbul’un büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu bir kez daha vurgulayarak, "Sadece Silivri bölgesi değil, İstanbul'un genelinde her an bir deprem beklenmeli" ifadelerini kullandı. Görür, Türkiye'nin en riskli bölgelerinden biri olan İstanbul için 2024 yılı itibarıyla büyük depremlerin olabileceğine dair bilimsel veriler sundu. Depremin olduğu saatlerde sosyal medyadaki etiketlerde, "Silivri'de depreme hazırlık" gibi tartışmalar yoğunlaştı. Uzmanlar, şehirdeki yapıların depreme dayanıklılığının artırılması noktasında hükümetin gereken adımları atmasının önemine işaret etti.
Her ne kadar geçmişta yaşanan depremler, insanların hayatında büyük kayıplara neden olmuş olsa da, toplumun artık depreme hazırlıklı olmasının sağlanması en önemli önceliklerden biri haline gelmiştir. Öte yandan, Görür, halkı bilinçlendirmenin ve eğitmenin önemli olduğunu belirtiyor. Dönemsel olarak düzenlenen deprem tatbikatlarının artırılması ve özellikle çocuklara bu konuda eğitim verilmesi gerektiğini vurguluyor. İstanbul gibi büyük bir metropolde, deprem gerçeğini bilerek yaşayan insanların, bu tür anlarda yapmaları gerekenler hakkında bilgi sahibi olmaları, hayati bir öneme sahiptir.
Sonuç olarak, Silivri'de meydana gelen son depremin ardından, deprem uzmanlarının, sosyal medya tartışmalarının ve kamuoyunun tepkilerinin nasıl bir yön alacağını dikkatle takip etmek gerekecektir. İstanbul'un artan deprem riski karşısında atılacak adımlar, hem sistematik hem de halk tanıtım açısından kritik bir öneme sahiptir. Naci Görür gibi uzmanların uyarılarını dikkate almak, insanların gelecekte olabilecek sismik olaylarla daha iyi başa çıkmalarını sağlayacaktır. Depremlerle sarsılan İstanbul’un, yapısal anlamda ne denli hazırlıklı olduğunu görmek için dikkatle izlemeye devam edeceğiz.